ARAÇ KAMERASI ALIRKEN NEYE DİKKAT ETMELİYİZ?

01-08-2022 14:01
Araç içi kameralar hem iş hem de kişisel kullanımlarda güvenliği sağlamak için büyük öneme sahip. Her gün minimum 1 saat harcadığınız aracınızda, güvende olduğumuzu bilmek önemlidir. Evimizi ve işimizi güvenlik sistemleri ile koruyoruz. Peki arabalarımız?

Araç içi kameralar gibi mobil güvenlik sistemleri, genç sürücülerden, uzun mesafeli kamyon şoförlerine kadar her türlü sürücü için mükemmel bir güvenlik çözümü sağlar. Bu kameralar, trafiği izlemek, olası kazalar için kanıt oluşturmak, sürücüleri ve yolcuları izlemek için kullanılabilir. GPS özelliğine sahip mobil güvenlik kameraları çalışanlarınızın güvenli sürüş yapmalarını sağlamak için önemli bir araç olabilir.

Oldukça geniş bir ürün aralığına sahip mobil kamera pazarında, her türlü ihtiyaca yönelik çözümler mevcut, Çift yönlü araç içi kamera modellerinden, gece görüş sensörlü, dahili GPS’li ve daha fazlasına sahip, araç içi video sistemlerine kadar, ihtiyaçlarınızı karşılamak için birçok seçenek bulabilirsiniz.

Mobil güvenlik sistemleri ile şirket araçlarındaki onaylanmayan veya uzun süren yolculukları kontrol ederek, araç güvenliğini arttırabilirsiniz. Örneğin deneyimsiz bir sürücünün arabasına bir mobil DVR eklemek, sürücüyü istediğiniz zaman kontrol edebilmenizi, neler olup bittiğini görmenizi, aynı zamanda GPS ile gerçek zamanlı olarak takip edebilmenizi sağlar.

Kameraların görüş açısı, herhangi bir kaza ihtimaline karşın araç dışını kapsayacak şekilde ayarlanabilir. Kameralar araçları, plakaları ya da kişileri görüntüleyebilir. Bu görüntüleri herhangi bir kaza durumunda kanıt olarak polisle ya da sigorta şirtketiyle paylaşabilirsiniz. Araç içi kameralar plaka numaraları da dahil olmak üzere tüm etkinliği yakalayabilir ve böylece yanlışlıkla suçlanmanız ya da yüksek sigorta primleri ödemeniz konusunda endişelenmenize gerek kalmaz. Örneğin market alışverişinden çıktıktan sonra, arabanızın çizilmiş olduğunu görürseniz ve çevrenizce kapsamlı bir güvenlik kamerası çözümü yoksa, yapabileceğiniz pek fazla şey yoktur. Günlük hayatta bu ve benzeri senaryolarla sıkça karşılaşırız. Bu gibi sorunları önlemenin ya da zararı telafi edebilmenin en kolay yolu araç içi güvenlik kameralarıdır. 

Hareket algılama ve park modu
Hareket algılama özelliği, kameraların herhangi bir hareket algıladığında kayıt yapmaya başlamasını sağlar. Hareket sonra erdiğinde, kayıt işlemi durur. Bu özellik çok faydalı olmasına rağmen, bazı sınırlamaları vardır. Öncelikle, kameralar hareketi algıladığı andan itibaren ve kayıt başlamadan hemen önce, önyükleme yaparken kısa bir gecikme olur. Genellikle bu gecikme bir saniyenin altında bile olsa, bu kısa süre, adli kanıtlar söz konusu olduğunda çok ama çok önemli olabilir.
Bir diğeri, birçok kamerada hareket algılama özelliği genellikle manuel olarak etkinleştirilir. Bu da aracınızı her park ettiğinizde hareket algılama özelliğini etkinleştirmeyi unutmamanız anlamına gelir. Şayet unutursanız ve daha sonrasında bir olay meydana gelirse kameralar doğal olarak hiçbir şey kaydedemeyecektir.
Daha gelişmiş park modları, park ettiğiniz zamanı algılayabilir ve otomatik olarak hareket algılama moduna geçebilir. Kamera seçerken park modlarının manuel mi otomatik mi olduğunu mutlaka inceleyin.

Düşük ışık performansı
Araç sahiplerinin en çok şikayet ettiği konuların başında vandalizm olayları gelir. Suçlular genellikle gece olduğunda harekete geçer. Bu da görüntü yakalamayı zorlaştırır. Bu nedenle araç içi kameralarda gece görüşünün bazı standartlara sahip olması zorunludur. Her araç içi kamera düşük ışık koşullarında kullanılmak üzere tasarlanmaz. Gece olduğunda ortam, farlar ve sokak aydınlatması ile aydınlatılır. Bu ışık kaynakları gece görüş kameraların kaliteli görüntüler elde edebilmesi için genellikle yeterlidir. Bazı modeller ise görüntüleri daha da geliştirmek için WDR özelliğine sahiptir.

Kapsama alanı
Normal kullanım esnasında, bir araç içi kamera yalnızca önemli olayları yakalamak için önden ve arkadan kapsama alanına ihtiyaç duyar. Bununla birlikte, vandallar veya hırsızlar tarafından hedeflenen bir araç için,  asıl hedef aracın yan bölgelerdir. Bu nedenle araç içine birden fazla kamera ekleyerek ek açılar kapsama alanına alınabilir. Ancak, kapsama alanı artırıldıkça kablolama, güç, montaj vb. nedenlerle sorunlar yaşanabileceği unutulmamalıdır.

Kablolama
Kablolama, araç kameranızı doğrudan aracınızın elektrik sistemine bağlama ve böylece kontak kapalıyken güç alma sürecidir. Birçok araç, kontak kapatıldığında çakmak yuvasına giden güç kaynağını keser. Bu da park modunda kameranın çalışmamasına neden olur. Kameranızı sabitleyerek kameranın sürekli bir güç kaynağı olduğundan emin olursunuz ve bu sayede arabanızdan uzaktayken de kayıt yapabilirsiniz.

Hafıza kartı kapasitesi
Araç içi kamera teknolojisi ilerledikçe daha büyük kapasiteli bellek kartları kullanılabilir hale geliyor. Ancak, kullanıcıların çoğunluğu kameralarında nispeten küçük kapasiteli ve ucuz bellek kartlarını tercih etmeye devam ediyor. Kabaca söylemek gerekirse, 32GB'lık bir hafıza kartı, normal kayıt sırasında 5-6 saatlik yüksek kaliteli görüntüleri saklayabilir. Eski video kayıtlarının üzerine yazma sorununu yaşamamak için yeterli SD kart kapasitesine sahip olduğunuzdan emin olun. Sıcaklık, titreşim gibi ortam koşullarını göz önünde bulundurarak, araç içi kamera için uygun kartlardan kullanın. 
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.